BECKER’DEN 2020’YE UMUTLU BAŞLANGIÇ

bker-min

BECKER’DEN 2020’YE UMUTLU BAŞLANGIÇ

  • BECKER ANTRİEBE TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ ERDİNÇ YAZGANOĞLU: “2019, ANA İŞ HEDEFLERİMİZİ YAKALADIĞIMIZ BİR YIL OLDU.”
  • “TÜRK EKONOMİSİNİN %5 BÜYÜME HEDEFİNİ YAKALAYACAĞINA İNANIYORUZ.”
  • “DIŞ TALEBE DAYALI VE CARİ AÇIK VERMEDEN BÜYÜMEYİ BAŞARABİLMELİYİZ”
İş dünyasında 2020’nin Türk ekonomisinde yeniden büyüme ivmesinin yakalanacağı bir yıl olacağı beklentisi öne çıkıyor. Yeni Ekonomik Program-2’de (YEP-2) 2019 için öngörülen hedeflerin tutması, 2020 için belirlenen yüzde 5’lik büyüme hedefine ilişkin iyimserliği artırıyor. Alman bina otomasyonu ve akıllı ev sistemleri üreticisi Becker Antriebe’nin Türkiye Genel Müdürü Erdinç Yazganoğlu, 2019 yılı için belirledikleri iş hedeflerine ulaştıklarını belirterek, 2020 yılına umutlu bir başlangıç yaptıklarını söyledi.
// “PAZAR PAYIMIZI ARTIRDIK”
Geçen yıl yapı sektöründe dikkat çeken bir durgunluk yaşandığını hatırlatan Erdinç Yazganoğlu; Becker’in; ürün kalitesi, pazar hakimiyeti, rekabetçi yapısı ve satış sonrası hizmetler gibi başlıklardaki sağladığı üstünlüğü ile pazar payını koruma ve tatmin edici ölçüde artırma başarısı sağladığını vurguladı.
Türkiye’nin 2019 yılını yüzde 0,5 ilâ yüzde 1 arasında bir büyüme oranı ile kapatacağının anlaşıldığını vurgulayan Becker Türkiye Genel Müdürü Erdinç Yazganoğlu, kredi faizlerinde kamu bankalarının öncülüğünde başlayan ve özel bankalara da yayılan indirimlerin sürmesi ile tüm sektörlerde ertelenmiş taleplerin piyasalarda öne çıkacağı öngörüsünü dile getirdi.
// “BÜYÜME DIŞ TALEBE DAYANMALI”
Yazganoğlu, şu değerlendirmede bulundu: “Ülkemizin yeniden büyüme sürecine girmesinden mutluyuz. 2020 için YEP-2’de belirlenen yüzde 5’lik hedefin, 2018 ve 2019 yıllarının baz etkisi ile yakalanabileceğine inanıyoruz. Aynı şekilde 2020 için 190 Milyar Dolar olarak belirlenen ihracat hedefinin rahatlıkla ulaşılabilir olduğunu düşünüyoruz. Ancak üç çeyrek dönem küçülme yaşadıktan sonra cari fazla verme noktasına gelen ekonomimizin, büyüme ivmesi ile yeniden cari açık verir noktaya gelmemesi bizim için önemli. Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizlerin kök sebepleri arasında, yüksek cari açık verdikten sonra döviz krizine girme hatası bulunuyor. Kurlarda şok yükselişler, hem enflasyonu körüklüyor hem de ara malı ithalatına sekte vurduğu için yerli imalat sanayisine darbe vuruyor. Yapılan hatalardan ders almalı ve büyümenin kalitesine odaklanmalıyız. İhracata dayalı bir büyümeyi başaran Türkiye’nin, pek çok sorununu krizlere girmeden kendiliğinden çözebileceğine inanıyorum.”
Facebook
Twitter
LinkedIn

Basın Bültenleri

Twitter