Atıklarımız Çöp Değil, Birer Milli Servet…

Atıklarımız Çöp Değil Birer Milli Servet

Atıklarımız Çöp Değil, Birer Milli Servet…

ATIKLARIMIZ ÇÖP DEĞİL, BİRER MİLLİ SERVET…
Ne kadar farkındayız bilmiyorum ama, ülkelerin gelişmişlik göstergeleri arasında evsel ve sanayi atıklarının geri dönüşüm seviyesi geliyor.
Dünya üzerinde ülkeler, atıklarına “enerji kaynağı” ya da “çöp” olarak bakanlar olarak ikiye ayrılıyor.  Türkiye maalesef, ikinci kategorideki ülkeler arasında.  Bu nedenledir ki plastik atıklar gibi, gelişmiş ülkelerin uzun yıllar önce çözdüğü problemi, “çevrecilik” adı altında tartışıyoruz.  Belki bana kızacaksınız ama plastik, 20. Yüzyılın en çevreci buluşları arasında başı çekiyor. Yaşamımızın her alanında ve her anında yer alan plastik maddeler, pek çok kez geri dönüştürülebiliyor. Ömrünün son aşamasında ise asgari fuel-oil kadar enerji değeri bulunuyor.
Türkiye’de kişi başına plastik tüketimi 70-80 kg arasında değişirken, Almanya’da bu rakam 110 kilogramım üzerinde. Peki hiç Almanya’da denizlere, nehirlere, sokaklara, toplu yaşam alanlarına gelişigüzel atılan plastik madde görebilir misiniz?
Elbette hayır.
// SORUN PLASTİKTE DEĞİL
Yani sorun plastikte değil, onu kullanmayı, kaynağında ayrıştırmayı ve geri dönüştürmeyi başaramayan bizlerde. Yaklaşık 80 milyon insanın yaşadığı Türkiye’de pek çok şehrimiz atık bertarafında adeta sınıfta kalmış durumda. Türkiye’de yılda 25 milyon ton evsel atık, 1,2 milyon ton endüstriyel atık, 100 bin ton tıbbi atık ve 530 bin ton e-atık üretiliyor. Yalnızca kullandığımız cep telefonlarından oluşan atık miktarı yılda yaklaşık bin tonu buluyor. Bu atıkların ayrıştırılarak geri dönüşümünün sağlanması, ülkemizin yerli bir enerji kaynağına daha sahip olması anlamına geliyor. 2010’a kadar yüzde 35 olan geri dönüşüm oranı yüzde 40’lar civarına yükselmiş durumda.  Gelişim trendi var ama hala alacak çok yolumuz bulunuyor.
Geri dönüştürülen atıkların yüzde 43’ünü kâğıt, yüzde 27’sini plastik, yüzde 12’sini cam, yüzde 8’ini tekstil ürünleri, yüzde 4’ünü de metal oluşturuyor. Geri Kazanım Sanayicileri Derneği’nin (GEKSANDER) verilerine göre dünyada her yıl ortaya çıkan 2.1 Milyar ton atığın büyük bölümü, düzenli çöp depolama alanlarına gömülüyor. Bu miktar, potansiyel olarak 4.5 Milyar varil petrol eşdeğeri enerji içeriyor. Ve sıkı durun, bu enerji miktarı dünya elektrik tüketiminin yüzde 10’unu karşılayabilecek seviyede. Dünyada atık değerlendirme tesislerin yıllık geliri 14 Milyar dolar seviyesinde. Atıktan enerji üretimi sistemlerine yapılan yatırımların, 2021 yılına kadar yıllık 27 Milyar dolara ulaşması bekleniyor.
// ÇOCUKLAR EĞİTECEK
Bizde ise durum hiç iç açıcı değil.
Yılda en az 1.5 Milyar liralık geri kazanılabilir atığını çöpe atıyor Türkiye… Çok geç yol almaya başladığımız geri kazanım sektörünün AB’ye uyumu için gereken toplam yatırım tutarı ise 60 Milyar Euro’yu buluyor. Yine GEKSANDER verilerine göre 2016 yılında 45 bin ton madeni atık yağ, 59 bin 500 ton atık akü toplandı. Bununla birlikte bir yılda çöpe atılıp geri dönüştürülemeyen atıklar adeta hazine değerinde… Atıkların birkaç kez geri dönüştürülebildiği düşünüldüğünde, 1,5 Milyar Dolarlık israfın kat be kat arttığını söylememiz mümkün.
Mesele, tahminlerin çok ötesinde önem derecesine sahip.
Türkiye’de atık yönetimi ile ilgili 15’e yakın yönetmelik var ancak bu yönetmelikler Avrupa’daki örneklerine göre çok zayıf kalıyor. Türkiye’de katı atık ayırma tesislerinin yeterli olmaması, kaynakta toplamanın uygulanmaması nedeniyle Avrupa Birliği müktesebatına uyum yakalanamıyor.
Türkiye’nin atıkların ayrıştırılması, geri dönüşümü ve son tahlilde enerji üretimi ile birlikte çok acil olarak milli bir stratejiye ihtiyacı bulunuyor. Bu stratejinin uygulanmasında ilk adımın ise anaokullarından atılması gerekiyor. Ergenliğe ulaşan bir çocuğun atıkların ayrıştırılması ile ilgili bir bilince sahip olması zorlaşıyor. “Anne ve babaların çocuklarını bu konuda eğittiği bir düzen değil; çocukların ebeveynlerini eğittiği bir yönetim modeline ihtiyacımız bulunuyor.
Ve en önemli görev de belediyelere düşüyor.
Eğitim seviyesi ve okullaşma oranı en yüksek illerin başında gelen İzmir’de bile Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerin, atıkların geri dönüşümünde başarılı olduklarını söylemek mümkün değil.  Karşıyaka Belediyesi’nin, diğer belediyelerden pozitif yönde ayrışan ve alkışı hak eden uygulamaları var. Ancak bu çaba çoğu belediye için “göstermelik atık kumbaraları koymaktan” ötede işe yaramıyor.
Facebook
Twitter
LinkedIn

Yazarlar

Nefise Yıldız Torun

1981 yılında Bulgaristan Kırcaali kentinde doğan Nefise Yıldız Torun, ilköğrenimini İzmir’de, lise öğrenimini Gürçeşme Lisesi’nde

Melis Şeker

Melis Şeker

2000 yılında İzmir’de doğan Melis Şeker, ilk ve orta öğretimini İzmir’de tamamladı. Eşrefpaşa Anadolu Lisesi’nin

Aziz Eralp Kuru

1990 yılında doğan Aziz Eralp Kuru,  Ege Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi İngilizce Mütercim Tercümanlık Bölümü’nden “Onur

İBA Editör

İBA Editör; İBA Stratejik iletişim Danışmanlığı’nda görevli, gündemi ve dünyadaki güncel gelişmeleri yakından takip eden

Hasan Çıkmaz

21.02.1999 Şırnak doğumlu Hasan Çıkmaz, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım 1. Sınıf

Servet Girgin

1982 yılında İzmir’ de doğan Servet Girgin; ilk, orta ve lise eğitimini İzmir’de tamamladı. 2004

Serkan Aksüyek

1975 yılında İzmir’de doğan Serkan Aksüyek, ilk öğrenimini İstanbul’da, lise öğrenimini İzmir Atatürk Lisesi’nde tamamladı.

Serap Akyol Aksüyek

1977 yılında İzmir’in Karaburun ilçesinde doğan Serap Akyol Aksüyek, İzmir Kız Lisesi ve Ege Üniversitesi

Son Yazılar

Twitter